Featured
makaleler
Yazmak...
Yazmak güzel şeydir vesselam bir gün deseler ki yazarken çok mutlu olacaksın diye inanmazdım çünkü yazmayı bize sadece derste öğrettiler, duygulara tercüman olduğunu söylemediler, söylemediğin, söyleyemediğin her şeyi yazabilirsin demediler bize sadece harfleri birleştirmeyi öğrettiler üstüne anlam yüklemeyi değil... Ama bugün açtığım ilk blogum da ilk yazımı yazıyorum... Çok mutluyum, huzurluyum, heyecanlıyım yazabiliyorum...
Yazmak demişken bugün karşılaştığım bir olayı anlatmak istiyorum. Kendime kızdım bir şeyin farkına vardım bizim için sıradan gibi görünen oysa bazı insanlar için hiçte öyle olmayan yazmak... Onlar sadece yazmak zorundalar çünkü konuşmak isteyip konuşamazlar, kelimeler dökülmez ağızlarından bizim her gün saçma sapan laf olsun diye konuştuğumuz kelimeleri hatırladıkça... Bugün çalıştığım iş yerine sürekli gelen ama benim ilk defa ilgilendiğim tat bir müşterimize yardımcı olmaya çalışırken düşündüm bir an, boşuna sarf ettiğim onca cümle geldi aklıma utandım yazarak sabırla anlattı istediği şeyi bende elimden geldiğince yardımcı oldum. Kolay olmasa da konuşmadan da anlaştık, boşuna sarf edilen onca kelime olmadan. Ama Konuşmanın Rabbimizin bize verdiği muazzam bi özelliğimiz olduğunu (tekrar) anladım. Bide dikkatimi çeken yüzünde hep bi gülümseme vardı konuşamıyorum ama benim kocaman içten bi gülümsemem var der gibiydi konuşup derdini anlatan onca insana rağmen...
Sonuç olarak sahip olduklarımızın ne kadar farkındayız? Sahi yeterince şükredebiliyor muyuz? Bunca şeye sahip olmamıza rağmen yeterince içten gülümseyebiliyor muyuz? Daha ne kadar saklayacağız gülümsememizi?
Ve değersiz insanlarla, konuşmak gibi değerli bir şeyi gereğinden fazla kelime kullanarak onlara ne kadar değer verdiğimizin farkında mıyız? Daha ne kadar bekleyeceğiz sevdiklerimize, ailemize ağzımızdan çıkacak sözcüklerden mahrum bırakmayı zamanı gelmedi mi? konuşabiliyorken söylemenin... gülümse... söyle içindekileri...
kahve olsun da...
Yazmak...
Yazmak...
Yazmak güzel şeydir vesselam bir gün deseler ki yazarken çok mutlu olacaksın diye inanmazdım çünkü yazmayı bize sadece derste öğrettiler, duygulara tercüman olduğunu söylemediler, söylemediğin, söyleyemediğin her şeyi yazabilirsin demediler bize sadece harfleri birleştirmeyi öğrettiler üstüne anlam yüklemeyi değil... Ama bugün açtığım ilk blogum da ilk yazımı yazıyorum... Çok mutluyum, huzurluyum, heyecanlıyım yazabiliyorum...
Yazmak demişken bugün karşılaştığım bir olayı anlatmak istiyorum. Kendime kızdım bir şeyin farkına vardım bizim için sıradan gibi görünen oysa bazı insanlar için hiçte öyle olmayan yazmak... Onlar sadece yazmak zorundalar çünkü konuşmak isteyip konuşamazlar, kelimeler dökülmez ağızlarından bizim her gün saçma sapan laf olsun diye konuştuğumuz kelimeleri hatırladıkça... Bugün çalıştığım iş yerine sürekli gelen ama benim ilk defa ilgilendiğim tat bir müşterimize yardımcı olmaya çalışırken düşündüm bir an, boşuna sarf ettiğim onca cümle geldi aklıma utandım yazarak sabırla anlattı istediği şeyi bende elimden geldiğince yardımcı oldum. Kolay olmasa da konuşmadan da anlaştık, boşuna sarf edilen onca kelime olmadan. Ama Konuşmanın Rabbimizin bize verdiği muazzam bi özelliğimiz olduğunu (tekrar) anladım. Bide dikkatimi çeken yüzünde hep bi gülümseme vardı konuşamıyorum ama benim kocaman içten bi gülümsemem var der gibiydi konuşup derdini anlatan onca insana rağmen...
Sonuç olarak sahip olduklarımızın ne kadar farkındayız? Sahi yeterince şükredebiliyor muyuz? Bunca şeye sahip olmamıza rağmen yeterince içten gülümseyebiliyor muyuz? Daha ne kadar saklayacağız gülümsememizi?
Ve değersiz insanlarla, konuşmak gibi değerli bir şeyi gereğinden fazla kelime kullanarak onlara ne kadar değer verdiğimizin farkında mıyız? Daha ne kadar bekleyeceğiz sevdiklerimize, ailemize ağzımızdan çıkacak sözcüklerden mahrum bırakmayı zamanı gelmedi mi? konuşabiliyorken söylemenin... gülümse... söyle içindekileri...
kahve olsun da...
0 yorum:
Yorum Gönder